DOLAR 41,9886 0,23%
EURO 48,7361 0,44%
ALTIN 5.374,501,41
BITCOIN 4620891-2,47%
İzmir
16°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Güncel İzmir

Güncel İzmir

29 Ekim 2025 Çarşamba

3 oğlu 5 gün önce kazada öldü… Onun da yüreği durdu!

3 oğlu 5 gün önce kazada öldü… Onun da yüreği durdu!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Aksaray’ın Eskil ilçesi Gölyazı Yaylası’nda oturan Azmi (35), Salih (33) ve Tamer Çıracı (23) kardeşler, 23 Ekim Perşembe günü trafik kazası geçirdi.

ÜÇ KARDEŞ KAZA YERİNDE CAN VERDİ

Habere göre 3 kardeşin içerisinde bulunduğu otomobil, karşı yönden gelen Hasan Solak’ın kullandığı kamyonla çarpıştı ve kazada 3 kardeş de yaşamını yitirdi.

ANA YÜREĞİ 5 GÜN DAYANABİLDİ

3 çocuğunu 5 gün önce kaybeden anne Vesile Çıracı (65) da dün evinde geçirdiği kalp krizi sonrası hastaneye kaldırıldı.

ANA YÜREĞİ 5 GÜN DAYANABİLDİ

3 çocuğunu 5 gün önce kaybeden anne Vesile Çıracı (65) da dün evinde geçirdiği kalp krizi sonrası hastaneye kaldırıldı.

TORUNU DA İŞ KAZASINDA HAYATINI KAYBETMİŞTİ

Kazada ölen Azmi Çıracı’nın oğlu Ruhi Can Çıracı’nın (16) da 17 Ekim’de babasının vefat ettiği bölgeye 50 metre uzaklıkta çalıştığı mobilya atölyesinde iş kazası geçirdiği belirtildi.

Kereste bloğunun altında kalan Ruhi Can’ın yaşamını yitirdiği öğrenildi.

Kaynak DHA

 

Devamını Oku

Kocaeli’de 7 katlı bina çöktü

Kocaeli’de 7 katlı bina çöktü
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mevlana Mahallesi Issıkgöl Caddesi’nde 7 katlı bina henüz bilinmeyen bir nedenle çöktü.

Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Gebze’de çöken binaya ilişkin, “Bir vatandaşımızın sesini aldı arkadaşlarımız, ona ulaşmaya çalışıyorlar.” dedi.

Kocaeli’nin Gebze ilçesinde Mevlana Mahallesi Issıkgöl Caddesi’nde çöken 7 katlı binanın enkazında arama kurtarma çalışmaları gerçekleştiriliyor.

Çok sayıda AFAD, JAK, sivil toplum kuruluşu ve belediye ekibi, enkazda arama kurtarma çalışması yapıyor.

İş makinelerinin yardımıyla molozları kaldırıp kamyonlarla tahliye eden ekipler, zaman zaman çalışmaları durdurup etrafta sessizlik sağlayarak dinleme gerçekleştiriyor. UMKE ekipleri de bölgede sahra hastanesi kurdu.

 

Soruşturma başlatıldı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, NSosyal hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:

“Kocaeli’nin Gebze ilçesinde meydana gelen bina çökmesiyle ilgili Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan adli soruşturma çok yönlü olarak devam etmektedir. Hepimizi derin bir üzüntüye sevk eden bu elim olayda hayatını kaybeden iki evladımıza Allah’tan rahmet, yaralı olarak kurtarılan evladımıza acil şifalar diliyorum. Enkaz altında bulunan anne ve babanın da sağ salim kurtarılmasını temenni ediyorum.”

Devletin tüm kurumlarının ilk andan itibaren büyük gayret ve özveriyle çalışmalarını sürdürdüğünü vurgulayan Tunç, şu bilgileri verdi:

“Olayın tüm yönleriyle aydınlatılabilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aralarında inşaat mühendisleri, jeofizik mühendisi ve mimardan oluşan bilirkişi heyeti görevlendirilmiştir. Bilirkişi heyeti, kurtarma çalışmalarının tamamlanmasının ardından derhal olay yerindeki gerekli incelemelerine başlayacaktır. Soruşturma kapsamında elde edilen bulgular ve bilirkişi incelemeleri doğrultusunda olayın nedenleri ve sorumlularının tespiti için adli süreç titizlikle sürdürülecektir.”

Enkazdan 18 yaşındaki Dilara Bilir sağ çıkarıldı

İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş, Kocaeli’de çöken binanın enkazında kalan ailenin büyük çocuğu 18 yaşındaki Dilara’yı enkazdan sağ olarak çıkardıklarını bildirdi.

Aktaş, Gebze ilçesinde çöken 7 katlı binayla ilgili gazetecilere, profesyonellerden oluşan büyük bir ekibin çalışmalarına devam ettiğini söyledi.

“Ailenin büyük çocuğu 18 yaşındaki Dilara’yı hamdolsun enkazdan sağ olarak çıkardık.” diyen Aktaş, gencin genel durumunun iyi göründüğünü, bilincinin açık olduğunu ve Gebze Fatih Hastanesine sevk edildiğini belirtti.

 

Aktaş, anne ve babayla ilgili henüz bir bilgi olmadığını ifade ederek, “Onlarla ilgili çalışma devam ediyor ama ailenin diğer çocuğu Hayrunnisa’nın da maalesef cansız bedenine ulaşıldı. 14 yaşındaki kızımızın da maalesef cansız bedenine ulaşıldı. Dolayısıyla ailenin 3 çocuğunu da çıkarmış olduk ama ikisi maalesef ölü olarak çıkarıldı. Allah rahmet eylesin. Dilara kızımıza da geçmiş olsun diyoruz. Allah’tan şifalar diliyoruz.” dedi.

“Çocuklar aynı odadalar mıydı?” sorusu üzerine Aktaş, 3 çocuğun da aynı odadan çıkarıldığını söyledi.

Anne ve babanın farklı bir odada göründüğünü dile getiren Aktaş, “Yoğun çalışma devam ediyor. İnşallah çok vakit geçmeden anne babaya da ulaşacağız. Ümidimiz onlara da sağ ulaşmak. Maalesef şu anda ses yok, henüz alınmış bir ses yok ama ümidimizi kaybetmiyoruz. Şu anki tespit ve değerlendirmelerimize göre binada 5 kişi vardı. Başka bir şahsın olduğuna ilişkin en azından şu an için tespitimiz yok.” ifadesini kullandı.

 

İçişleri Bakan Yardımcısı Aktaş’tan Dilara Bilir’e ziyaret

Kocaeli Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş, Vali İlhami Aktaş, AK Parti Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Sadettin Hülagü, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, İl Sağlık Müdürü Dr. Yüksel Pehlevan ve AK Parti Kocaeli İl Başkanı Şahin Talus, enkazdan sağ çıkarılan Dilara Bilir’i, Gebze Fatih Devlet Hastanesinde ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerinde bulundular.”

İki çocuğun cenazesine ulaşıldı

Bölgede yaklaşık 11 saatten bu yana çalışmalarını sürdüren ekipler, kardeşlerden 12 yaşındaki Muhammet Emir ile 14 yaşındaki Hayrunnisa Bilir’in cansız bedenlerine ulaştı. Ailenin 18 yaşındaki kızı Dilara Bilir ise sağ olarak kurtarıldı.

Çevredeki 9 binanın tedbir amacıyla boşaltıldığı, caddenin araç ve yaya trafiğine kapatıldığı bölgede görev yapan çok sayıda ekip, enkaz altındaki anne Emine ve baba Levent Bilir’i kurtarma çalışmalarını sürdürüyor.

İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş, çöken binanın bulunduğu alanda çalışmaları incelemesinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, saat 07.30 sıralarında binada göçük meydana geldiğini anımsatarak, binanın 2. katında 5 kişilik ailenin ikamet ettiğini, diğer dairelerin ise boş olduğunu belirtti.

Binanın yıkıldığı ihbarıyla çok hızlı şekilde bütün ekiplerin müdahaleye başladığını anlatan Aktaş, “Şu anda 480’i arama kurtarma ekibi olmak üzere toplam 627 kişilik ekiple müdahalemiz devam ediyor. Maalesef bir cansız bedene ulaşıldı. Bir erkek çocuk bedeni olduğu değerlendiriliyor. Onun cansız bedenine ulaştık maalesef, başımız sağ olsun. Ailenin diğer fertlerinin kurtarılmasıyla ilgili müdahaleler devam ediyor. Ümidimiz ve duamız ailenin diğer fertlerine canlı olarak ulaşmak ve onları kurtarmak.” dedi.

 

Aktaş, ailenin bulunduğu kata ekiplerin girdiğini bildirerek, şunları kaydetti:

“Muhtemelen aynı yerdeler ve çalışma devam ediyor. Bir ses var evet. Bir kadın sesi olduğu değerlendiriliyor. Çalışmalar ağırlıklı olarak oraya yoğunlaştırıldı. Cenazesi çıkan erkek çocuğun Muhammet Emir Bilir olduğunu değerlendiriyoruz. Başımız sağ olsun. Binanın neden yıkıldığı yapılacak teknik çalışmalar sonucunda belirlenecek. Gebze Cumhuriyet Başsavcılığımızın koordinasyonunda hem adli çalışmalar hem de teknik çalışmalar devam ediyor. Onun için çalışmaya ve zamana ihtiyaç var. Tespiti yapılınca tabii ki onun açıklamaları da yapılacaktır.”

Bir gazetecinin, “Binada bir kısım çökmeler olduğu söyleniyor, belediyeye de bildirimini yapıldığı iddia ediliyor” sorusu üzerine Aktaş, konuyla ilgili belediyeye yapılmış bir bildirim olmadığını ancak bütün ihbarların değerlendirildiğini söyledi.

Aktaş, “Bina bütün resmi belgeleri alınmış, denetimlerden geçmiş bir bina mı?” sorusuna ilişkin, “Evet. O anlamda bir problemi olmayan bir bina.” ifadelerini kullandı.

Kocaeli Valisi Aktaş: “Arkadaşlarımız bir vatandaşımızın sesini aldı”

Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, gazetecilere, Gebze’de çöken binanın 2012 yılında yapılıp iskan aldığını, neden çöktüğüyle ilgili teknik ekiplerin çalışmasına devam ettiğini söyledi.

 

Yakınlarından 1 ailenin gece binada olduğunu teyit ettiklerini ifade eden Aktaş, “Şu anda da maalesef enkaz altında olduğunu değerlendiriyoruz. Anne, baba ve 3 çocuktan oluşan toplam 5 kişinin enkaz altında olduğu değerlendiriliyor. Ses olayı doğru, bir vatandaşımızın sesini aldı arkadaşlarımız ona ulaşmaya çalışıyorlar.” diye konuştu.

Aktaş, AFAD koordinasyonunda tüm ilgili kurum kuruluşların çalışmalarını sürdürdüğünü dile getirerek, 375 kişinin arama kurtarma çalışmalarında görev aldığını, 8 zemin altı arama görüntüleme cihazı, 5 arama kurtarma köpeğinin de katılımıyla vatandaşlara ulaşmaya çalıştıklarını kaydetti.

 

Enkaz altındaki vatandaşlara kısa zamanda sağ salim ulaşmayı ümit ettiklerini dile getiren Aktaş, ekiplerin elinden gelen çalışmaları yürüttüğünü bildirdi.

Bir gazetecinin “Tedbir amaçları bazı bina ve iş yerleri boşaltıldı mı?” sorusuna ilişkin Aktaş, “Çalışma boyunca tahliye ettiğimiz binalarda birebir herhangi bir şey tespit edilmemiş olmakla birlikte, çalışma bölgesine, olayın meydana geldiği bölgeye yakın 9 binamızı boşaltma kararı aldık, tahliye ettik. Bu tamamen tedbiren, birebir 8 binamızla ilgili tespit edilmiş bir şey. 9. binamızda da tereddüt üzerine boşaltılma oldu, tedbiren. Başka boşaltılması gereken alan var mı arkadaşlarımız çalışıyor.” ifadelerini kullandı.

Aktaş, sahada tüm ekiplerin koordinasyon içinde çalıştığını aktararak, “Bugün tüm amacımız vatandaşlarımıza ulaşabilmek. Tüm gücümüzü, yoğunluğumuzu arama kurtarma çalışmalarına verdik.” dedi.

Bölgedeki metro inşaatı veya binanın altındaki eczanenin olayla ilgisinin bulunup bulunmadığı sorulan Aktaş, “Olayın meydana gelişiyle ilgili elimizde herhangi bir somut tespit yok. Çalışmalar devam ediyor. Her türlü teknik kullanılıyor. Araştırmalar bittikten sonra gerekli açıklamalar yapılacak.” diye konuştu.

Aktaş, binayla ilgili ihbar yapılıp yapılmadığına ilişkin soruya ise “Kesinlikle 112’ye ulaşan dün de daha önce de yapılan hiçbir ihbar yoktur. Bina 2012 yılında yapılmış, 2013’te iskanını almıştır. Binayla ilgili 112, CİMER, Valilik ve AFAD’a uluşan herhangi bir ihbar yoktur.” bilgisini verdi.

Bir soru üzerine Aktaş, çöken apartmanın yanındaki binayla ilgili değil, bu olaydan çok önce bölgedeki başka bir binayla ilgili ihbarda bulunulduğunu ve bu konuda gerekli çalışmaların yapıldığını sözlerine ekledi.

Binanın çöktüğü bölgede evleri tedbiren boşaltılan aileler misafir edilecek

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, NSosyal hesabından yaptığı açıklamada, “Gebze’de yaşanan elim olayın ardından, çöken binanın yakınında ikamet eden 9 ailemizi, evleriyle ilgili teknik inceleme ve rapor süreci tamamlanana kadar Darıca’da bulunan Balyanoz Koyu Sosyal Tesislerimizde misafir edeceğiz.” ifadesini kullandı.

“İnşallah bir mucize olur”

Enkaz altında kaldığı değerlendirilen Levent Bilir’in kardeşi Rabia Bilir, göz yaşları içinde gazetecilere açıklama yaptı.

Olaydan duyduğu üzüntüyü dile getiren Bilir, “Nasıl olur böyle bir şey? Cuma günü gelecektim, kutlama yapacaktık. Ben böyle bir haberle mi gelecektim buraya? Bildiğimiz kadarıyla yeni bina, aklım almıyor, nasıl oldu? O bina duruyor, bizimki yok. Aklım almıyor, nasıl yıkılır? Evde ağabeyim, yengem, 3 yeğenim vardı. Onlar benim canlarım, onlar benim elimde büyüdü. Ağabeyim Levent, yengem Emine, yeğenlerim 18, 14 ve 12 yaşlarındaydı. İsimleri Dilara, Nisa ve Emir’di. Emir odada tek kalıyordu, kardeşleri aynı odada kalıyordu. Emir binanın devrildiği taraftaki odadaydı. Şimdi ne yapıyordur? Aklım almıyor. İnşallah bir mucize olur.” dedi.

“Binayı böyle görünce şok oldum”

Yıkılan binanın arsa sahibi olan ve burada ikamet eden Aysel Aslan, dün köyde olduğunu belirterek, “Sabah saatlerinde birisi telefonla aradı, öyle geldim. Binayı böyle görünce şok oldum. Şu anda şoktayım. Evde oturan 5 kişi vardı, 3’ü çocuktu, kiracıydılar.” diye konuştu.

Aslan’ın yeğeni Kamil Gülmez de enkazda kiracı olan 5 kişilik ailenin kaldığının değerlendirildiğini dile getirerek, aile fertlerinin sağ salim enkaz çıkarılmasını temenni etti.

Gülmez, binanın kat karşılığı olarak 2012 yılında yapıldığını belirterek, “Binanın altında eczane vardı. Üzerinde de 3 dubleks daire vardı. 3 aile kalıyordu. 2 aile binada değildi. Kiracı olan aile binadaydı, eczanenin üzerindeki dairede oturuyorlardı. Onları bekliyoruz, Allah onların sağ salim çıkmasını nasip etsin. Yeni bina, kolon kesilmesi gibi bir durum yok.” ifadesini kullandı.

Enkaz altında kaldığı değerlendirilen Levent Bilir’in arkadaşı Mustafa Türel de arkadaşıyla birkaç gün önce görüştüğünü söyledi. Türel, “Eczacı kadın bir arkadaş vardı, belediyeye o noktada bir sıkıntı olduğuyla ilgili bir talepte, şikayette bulunuyorlar. Sonrasıyla ilgili malumatım yok. Bina olarak baktığınız zaman 13 yıllık bina. Binadan ziyade metronun girişi var hemen şu tarafta, o binanın 2-3 parsel yanında da metronun baca çıkışı var. Binanın altından geçiyor. Şu anda araştırmalar ne aşamada bilmiyorum.” dedi.

Endişeli bekleyişin devam ettiğini belirten Türel, arkadaşı ve ailesinin sağ salim kurtarılmasını diledi.

Bölgeye gelerek incelemelerde bulunan Vali İlhami Aktaş, Kaymakam Mehmet Ali Özyiğit, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Hasan Soba, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, İl Emniyet Müdürü Faruk Karaduman, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Murat Bozkurt, İl Sağlık Müdürü Yüksel Pehlevan, AK Parti İl Başkanı Şahin Talus yetkililerden bilgi aldı.

“Bina yan yatmış, arka taraf sağlam kalmış”

Çöken 7 katlı binadaki eczanenin sahibi Uğur Aydın, binanın kolonlarında herhangi bir çatlaklık bulunmadığını, eczanenin girişinde mermerle kaplı olan yerde çökme yaşandığını söyledi.

Eczane sahibi ve enkazda kaldığı değerlendirilen Levent Bilir’in arkadaşı Aydın, gazetecilere, dün akşam Levent’le görüştüğünü, kolonun önündeki alüminyum kısmı kendisine gösterdiğini belirterek, kolonlarda herhangi bir çatlak bulunmadığını anlattı.

Aydın, durumu ilettiği dükkan sahibinin yetkililerle görüştüğünü ve sıkıntı olmadığını kendisine aktardığını belirterek, daha önce eczanedeyken deprem yaşadığını ancak dükkanda şiddetli sarsıntı hissetmediğini ifade etti.

Eczanenin kamera kaydına ulaşamadıklarına değinen Aydın, “O çökmeler depremde mi olmuş, yoksa depremden sonra mı oldu? Depremden önce olma ihtimali çok düşük de ama kamera kaydına ulaşamadık, kamera odasında kayma olmuş.” dedi.

Kolon kesme iddiasının sorulması üzerine Aydın, “Kolon kesilecek bir tarafı yok. Zaten 45 metrekare, ortada kolon yok, kesemezsin ki.” cevabını verdi.

Aydın, “Binanın önünde ya da içinde çökme olduğu, bunu da fotoğrafladığınız iddiaları var?” sorusunu “Evet fotoğrafladım, binanın, eczanenin girişinde mermerle kaplı olan yerde çökme ve bel verme dediğimiz olay vardı. Yani dün sabah çalışanlarım eczaneye geldiği zaman fark ediyorlar.” şeklinde yanıtladı.

Eczanede fark edilen durumun neden kaynaklandığını bilmediğini ifade eden Aydın, şöyle devam etti:

“Muhtemelen ya metro ya da zeminde sıvı kaybı’ dediler. Teknik konulara giremem ama eczane, binadan kaynaklı bir yıkım gerçekleşmiyor. Eğer binadan kaynaklanmış bir yıkım gerçekleşmiş olsa bina yan yatmaz. Arka tarafına yani benim eczanenin bodrum katı ve bir üst katına girdiğim zaman orada herhangi bir kapanma yok. Orası açık. Hatta camları bile kırılmamış, bina öne yatmış. Ben 10 senedir oradayım. Dün sabah müteahhitle iletişime geçiliyor. Ben zaten şehir dışındaydım. Müteahhit belediye ekipleriyle görüşmüş zaten.”

Aydın, bina yıkıldıktan sonra dükkan sahibiyle telefonla yeniden görüştüğünü aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Binanın yıkıldığından onun da bilgisi yoktu. Aradım, geldi. Hatta benim yanımda aradı ‘Ağabey bir şey yok dediğiniz, bina çöktü.’ dedi. Belediye ekibi mi? Kimle görüştü bilmiyorum. Onu Ergün Bey’e sormanız lazım. Dün akşam 20.30-21.00 sıralarında geldim, karanlıkta her yeri göremiyorsunuz, her yerdeki kolonlara baktım, herhangi bir çatlaklık yoktu. Zaten bina içinde zeminde de çatlak yoktu. Sadece binanın önünde vardı. O da kaldırıma yakın taraflarında daha sonra birileri söyledi, ‘Sabah geçerken biraz yumuşaktı.’ demişler. Tam olarak bilmiyorum.”

Kocaeli’de görgü tanığı mahalle sakini 7 katlı binanın yıkılma anını anlattı

Kocaeli’nin Gebze ilçesinde 7 katlı binanın çöküşüne şahitlik eden Ahmet Durbaba, yaşadığı anları anlattı.

Olayın görgü tanıklarından mahalle sakini Durbaba, AA muhabirine, sabah işe gitmek için 06.45 sularında evden çıkıp poğaça almaya pastaneye gittiğini söyledi.

Yıkılan binanın önünden ilk geçtiğinde herhangi bir ses duymadığını aktaran Durbaba, “Pastaneden çıktım, tam binanın hizasına geldim sesler gelmeye başladı. Önce kepenk açılma sesi zannettim. Binaya baktığımda sesler çoğaldı, artık beton sesleri de gelmeye başladı. Sonra bina üzerime doğru gelmeye başladı. Ben kaçtım 20 metre ileriye doğru. Bina peşimden yıkıldı yere.” diye konuştu.

Durbaba, bina yıkıldıktan sonra içeriden herhangi bir ses duymadıklarını, enkazın başına gidip bağırdıklarını ancak ses alamadıklarını kaydetti.

Diğer katta oturanların olay anında köyde bulunduğunu aktaran Durbaba, “Arkadaşımız, tanıdığımız. Burada devamlı görüştüğümüz mahallemizin insanı. Çok iyi bir insandı böyle oldu. Tek temennimiz inşallah sağ olarak çıkarlar.” dedi.

Bakan Yerlikaya: Kendiliğinden çöken binada 5 kişi enkaz altında

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, NSosyal hesabından yaptığı açıklamada, bugün saat 07.30 sıralarında Kocaeli’nin Gebze ilçesi Mevlana Mahallesi’nde bulunan bir binanın kendiliğinden çöktüğünü hatırlattı.

Yerlikaya, çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi:

“Binada 5 vatandaşımızın enkaz altında olduğu düşünülmektedir. Olay yerine AFAD, İtfaiye, Emniyet, 112 Sağlık ve STK ekipleri derhal sevk edilmiştir. Arama kurtarma çalışmaları Vali ve Belediye Başkanı koordinasyonunda devam etmektedir. İçişleri Bakan Yardımcımız, AFAD Başkan Yardımcımız, Afetlere Müdahale Genel Müdürü ve Arama Kurtarma Dairesi Başkanı olay bölgesine intikal etmektedir. Kurtarma çalışmaları için 80’i AFAD olmak üzere STK ve belediye ekipleriyle birlikte 147 arama kurtarma personeli görevlendirilmiştir. Çalışmalarda toplam 2 arama kurtarma köpeği, 8 enkaz altı arama cihazı, 2 dron ve 52 araç yer almaktadır. Arama ve kurtarma çalışmalarımız yoğun biçimde devam etmektedir. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.”

Kocaeli Valiliğinden yapılan açıklamada da Gebze’de çöken binaya yönlendirilen ekiplerin arama kurtarma çalışmalarına başladığı belirtilerek, vatandaşlara geçmiş olsun dilekleri iletildi.

Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, televizyon canlı yayınında verdiği bilgide, Gebze Belediyesi Arama Kurtarma (GEAK) ve AFAD ekiplerinin çöken binada arama kurtarma çalışması başlattığını belirterek, “Binada 2 ailenin yaşadığı TÜİK kayıtlarında var. Toplam 7 kişilik nüfus yaşıyor ama içeride 7 kişi mi, daha az kişi mi var? O netleşmedi. İlerleyen saatlerde inşallah daha net bilgilere ulaşmış olacağız.” diye konuştu.

Binanın çökme sebebinin henüz belli olmadığını aktaran Büyükgöz, sahada tüm ekiplerin iş makinelerinin de yardımıyla çalışma yaptığını bildirdi.

İletişim Başkanı Duran: “Dualarımız, enkaz altında kalan vatandaşlarımızla birlikte”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, “Olayın ardından başlatılan arama kurtarma çalışmaları, ilgili ekipler tarafından büyük bir titizlikle yürütülmektedir. Dualarımız, enkaz altında kalan vatandaşlarımızla birlikte.” ifadelerini kullandı.

Duran, NSosyal hesabından, Kocaeli’nin Gebze ilçesinde çöken binada arama kurtarma çalışmalarına ilişkin yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:

“Kocaeli’nin Gebze ilçesinde meydana gelen bina çökmesi nedeniyle enkaz altında kalan vatandaşlarımızın en kısa sürede sağ salim kurtarılmasını temenni ediyorum. Olayın ardından başlatılan arama kurtarma çalışmaları, ilgili ekipler tarafından büyük bir titizlikle yürütülmektedir. Dualargüncımız, enkaz altında kalan vatandaşlarımızla birlikte.”

 

Kaynak AA

Devamını Oku

Dünyanın en büyük el yazması Mushaf’ı İstanbul’da yazıldı

Dünyanın en büyük el yazması Mushaf’ı İstanbul’da yazıldı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Süleymaniye‘nin Raniye ilçesinde 1971’de dünyaya gelen, kuyumculuk yaparak geçimini sağlayan Ali Zaman, çocuk yaşlardan itibaren hat sanatına merak saldı.

Ortaokula giderken hat çalışmalarına başlayan, 2013’te kuyumculuğu bırakıp tamamen bu sanata yönelen Zaman, Mayıs 2017’de ailesiyle, sanatını daha ileri noktaya taşımak için İstanbul’un Fatih ilçesine yerleşti.

 

Ortaokula giderken hat çalışmalarına başlayan, 2013’te kuyumculuğu bırakıp tamamen bu sanata yönelen Zaman, Mayıs 2017’de ailesiyle, sanatını daha ileri noktaya taşımak için İstanbul’un Fatih ilçesine yerleşti.

Zaman, İstanbul’a gelmeden 1 sene önce başladığı, her sayfasında 1 cüzün yer aldığı, 210’a 150 santimetre ölçülerindeki toplam 30 sayfalık Kur’an-ı Kerim projesini 3 yılın ardından 2019’da tamamladı.

Zaman, 2020’nin ortalarında proje tasarımını hocası Bijar Erbili’ye gösterip onayını aldıktan sonra “dünyanın en büyük el yazması Kur’an-ı Kerim” projesine başladı.

Her biri 4 metre uzunluğunda ve 1,5 metre genişliğinde olan, açıldığında 3 metreyi bulan sayfalardan oluşan Mushaf’ı yazarken modern araçlardan tamamen uzak duran Zaman, her bir harfi geleneksel kamış ve tomar kalemlerle sülüs hattına uygun işledi.

Hiçbir destek almadan yazdı

Zaman, 6 yıl boyunca sabah namazının ardından Fatih’teki Mihrimah Sultan Camisi‘nin avlusundaki odada, gününü yazı masasında geçirip yalnızca yemek ve ibadet için çalışmasına ara verdi.

Hafta içi veya hafta sonu demeden bazen saatlerce aynı harf üzerinde sabırla çalışan sanatçı, her ayeti titizlikle satırlara döktü.

Zaman’ın 2019’un sonlarında başlayan sağlık sorunları gittikçe arttı. Geçirdiği rahatsızlıklar nedeniyle Ekim 2023’te çalışmalarına ara vermek zorunda kalan Zaman, 83 kilodan 58 kiloya kadar düştü.

Dışarıdan hiçbir destek almayan ve projenin tüm masraflarını kendi imkanlarıyla karşılayan hattat, yaşadığı zorluklara rağmen pes etmedi.

Zaman’ın Fatih’te küçük bir odada başlayan, hastalığına ve yorgunluğuna rağmen 6 yıl süren çalışması meyvesini verdi. Böylece dünyanın en büyük el yazması Kur’an-ı Kerim’i ortaya çıktı.

Dünyanın en önemli hat sanatçıları arasında gösterilen Zaman, 2007’de Suriye’de, 2014’te Malezya’da, 2015’te Irak’ta ve 2019’da Türkiye’de düzenlenen yarışmalarda “celi sülüs” ve “nesih” hat alanlarında birincilikler kazandı.

Zaman, 2020’de, aralarında Ahmet Abdurrahman Erbili, Bijar Kerim Erbili ve Sabah Erbili’nin de bulunduğu hocalardan icazet aldı.

Ayrıca 2017’de Türkiye’de düzenlenen Uluslararası Hilye-i Şerif Yarışması‘nda “saygınlık” ödülüne layık görülen sanatçıya, ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verdi.

“Az kişinin yapabildiği bir eser yapabilmek mutluluk veren bir şey”

Hattat Ali Zaman, AA muhabirine, eline kamışı aldıktan sonra sanatla bitişik olduğunu, her şeyin insanın ruhundan çıktığını ve yapılan iş ile yazılan şeyin de çok önemli olduğunu söyledi.

Yapılan işin herhangi bir eşi ya da benzerinin olmamasının kişiyi mutlu ettiğini belirten Zaman, “Az kişinin yapabildiği bir eser yapabilmek veya az kişinin yapmak isteyeceği bir eseri yapmak… Bu benim için mutluluk ve gurur veren bir şeydir.” diye konuştu.

“Irak’ta mekandan ziyade değeri yoktu”

Hattatın oğlu Rekar Zaman ise babasının ortalama bir ailede doğup büyüdüğünü, 2017’de hat sanatını geliştirmek için, bunun daha çok tanındığı Türkiye’ye geldiklerini anlattı.

Buraya geldiği dönemde babasının toplam 30 sayfadan oluşan bir Kur’an-ı Kerim yazdığını ifade eden Zaman, ardından babasının dünyanın en büyük el yazması Kur’an-ı Kerim’ini yazmayı düşündüğünü ve bu işe koyulduğunu söyledi.

Babasının yeni, hiç eşi benzeri olmayan bir şey yapmak isteyerek yola çıktığını belirten Zaman, “Dünyanın en büyük Kur’an-ı Kerim’ini yazma fikri gelmişti. Ama herhangi bir imkanı yoktu, mekan yoktu. Irak’ta mekandan ziyade değeri yoktu. Kendisi Türkiye’ye geldikten sonra burada çok daha değerli olacağını düşündü ve başladı.” ifadelerini kullandı.

Zaman, babasının projeye 2019’da başladığını aktararak, şöyle devam etti:

“2019’da biz düşündük, sonra 2020’de projeye koyulduk. Tasarımı olsun, ölçüsü olsun, önceki Kur’anlara da bakarak ölçüsünü ayarladık. Sonra kağıtlarda biraz sorun çektik. Bir de koronavirüs üstüne geldiği zaman bizim işlerimiz çok daha zorlandı. Çünkü Türkiye içinde ayarlamak zordu, bu kağıdı yapmak isteyen çok kişi yoktu. Yurt dışından da sınırlar kapalı olduğu için getiremezdik. Bu sebepten o zamanlar çok zorlandık. Elimizden geldikçe hızlandırmaya da çalıştık. Çünkü kendisi o zamanlar biraz hevesliydi o konuda. Kağıdı ayarladıktan sonra tasarımına geçtik. Tasarımı biraz uzun sürdü. Çünkü kağıdı en verimli şekilde değerlendirmek gerekiyor. Çünkü bunun tezhibi, ölçüsü, birleştirmesi var. Ölçmeden, ayarlamadan başlarsa bütün emekler çöpe gider. Başladıktan sonra da zaten Allah’a şükür, her şey yoluna koyuldu.”

“Değerli olduğunu görünce bizim için de bir mutluluk hissi oluşturdu”

Projeye başlamadan önce dünyadaki en büyük Kur’an-ı Kerim’in ölçülerini araştırıp, çalışmalara başladıklarını ifade eden Zaman, “Şu anda var olan en büyük Kur’an-ı Kerim, bizimki haricinde, 2 metre 28 santim uzunluğunda ve 1,55 metre genişliğinde. Ama bu 4 metre uzunluğunda ve 1,5 metre genişliğinde, yan yana koyduğumuz zaman 3 metre oluyor. Bu Kur’an-ı Kerim ile 6 sene babam tek başına uğraştı ve çok güzel bir sonuç elde ettik.” dedi.

Babasının böyle bir eseri kaleme almasından çok mutlu ve gururlu olduğunu dile getiren Zaman, tarihe geçebilmenin çok güzel olduğunu söyledi.

Babasının Kur’an-ı Kerim’i yazdığı odanın kapısını genellikle kapalı tuttuklarını, bazen hava alması için açık bıraktıklarında içeri girip bakanların şaşırdığını belirten Zaman, şunları kaydetti:

“Mesela medresede bir tane hoca var. İlk kez gördüğünde çok şaşırmıştı, ‘Maşallah’ demişti, gözleri büyümüştü. Sonra 10 kere daha gördü, her seferinde aynı tepkiyi verdi. Camide öğrencilere gösterirken öğrenciler de bayağı sevmişlerdi, beğenmişlerdi. Geldiler babamın yanına, tebrikler olsun, el öpme olsun… İrademizi yükseltiler, sağ olsunlar. Değerli olduğunu görünce bizim için de mutluluk hissi oluştu.”

Eseri kapatıp, başına bir şey gelmemesi için korunaklı hale getireceklerini dile getiren Zaman, “Çünkü bunlar kağıt sonuçta. Herhangi bir yangında ya yırtılır ya da yanar. Sergilenmesini elbet isteriz. Ama Türkiye’de mi dışarıda mı? Bunu bilemeyiz. Biz sadece şu an bitirdikten sonra yayımlayacağız. Almak isteyen ulaşır, sergilemek isteyen ulaşır.” ifadelerini kullandı.

Zaman, eserin Türkiye’de kalmasının kendileri için de daha güzel olacağını belirterek, “Çünkü biz, bunu Türkiye adına yaptık. Türkiye‘nin sanata verdiği değer adına yaptık. Tarihe baktığımız zaman Osmanlı döneminde hat sanatı çok büyük ilgi görmüş. Tabii ki bu Kur’an olarak değerlidir zaten ancak hat sanatı daha çok Türkiye’de değer gördüğü için Türkiye’de kalsın isteriz. Türkiye’nin arşivine bir eser eklemek bizim için daha güzel olur.” değerlendirmesinde bulundu.

 

Kaynak AA

 

Devamını Oku

Cumhuriyet’in 102. yılı kutlamaları 21 pare top atışıyla bugün başlayacak

Cumhuriyet’in 102. yılı kutlamaları 21 pare top atışıyla bugün başlayacak
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bugün 21 pare top atışının ardından kutlamalar kapsamında yarın saat 11.00’de Anıtkabir’de resmi tören düzenlenecek. Davetlilerin katılacağı törende, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mozoleye çelenk koyacak. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından kortej cne geçecek, Cumhurbaşkanı Erdoğan Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, saat 12.30’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilecek Tebrikat Töreni’nde kutlamaları kabul edecek.

Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) önünden başlayıp Ulus’taki Birinci Meclis binasında sona erecek “29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Geçit Töreni” düzenlenecek. Askeri ve sivil 37 farklı unsurun yer alacağı geçit töreninde yaklaşık 4 bin görevli bulunacak. Geçit törenine SOLOTÜRK F-16 Gösteri Ekibi’nin gerçekleştireceği gösteri uçuşu da eşlik edecek.

Geçit töreninin ardından saat 17.30’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu’na ev sahipliği yapacak.

Kutlamalar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teşrifleriyle düzenlenecek Cumhuriyet Bayramı Özel Konseri ile tamamlanacak.

 

Kaynak AA

Devamını Oku

Balıkesir Sındırgı merkezli depremde yıkılan binaların enkazı kaldırılıyor

Balıkesir Sındırgı merkezli depremde yıkılan binaların enkazı kaldırılıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Depremin ardından bölgeye sevk edilen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekipleri, hasar tespit çalışmalarını sürdürüyor.

Ekipler, beton dayanıklılığının incelenmesi için çöken yapılardan karot örnekleri aldı.

Ekipler, beton dayanıklılığının incelenmesi için çöken yapılardan karot örnekleri aldı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Devlet Su İşlerine ait iş makineleriyle yürütülen çalışmalarda, kamyonlara yüklenen enkazlar belirlenen döküm alanlarına taşınıyor.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde, dün saat 22.48’de meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depreme ilişkin Sındırgı İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, deprem meydana gelir gelmez İçişleri Bakanlığı AFAD koordinasyonunda, başta Balıkesir Valiliği ile devlete ait tüm kurum ve kuruluşların süratle Türkiye Acil Müdahale Planı kapsamında, görevine başladığını söyledi.

Depremin Manisa, İzmir, Uşak, Bursa, İstanbul, Yalova ve Çanakkale‘de hissedildiğini belirten Yerlikaya, “Depremden etkilenen başta Sındırgı ve Balıkesir olmak üzere, bu illerin tamamında çok şükür can kaybı yaşanmadı. Sındırgı’da 26 vatandaş, hafif yaralanmış, hastaneler müracaat etmişler ve şu ana kadar hepsi taburcu oldu. Her birine geçmiş olsun.” ifadesini kullandı.

 

Bakan Yerlikaya, bu saate kadar ilçeden 112 Acil Çağrı Merkezi‘ne 507 çağrı geldiğini aktararak, şunları kaydetti:

“Bunların her biriyle ilgili gerekli aksiyonlar alındı. Bu çağrılardan 30’u hasarla ilgili ihbarlar. Dün 22.48’den bugüne 4 ve üzeri 12 artçı deprem meydana geldi. Bugün Valimiz, hasar tespitleriyle ilgili başta okullar, tüm kamu kurum ve kuruluşları, hasarla ilgili çağrılardan başlamak üzere sabah çok erken vakitlerde hasar tespit çalışmalarına başladı. Eğitime bir gün, bugün ara verildi. AFAD, İHH  ,itfaiye, jandarma, emniyet, Savunma Bakanlığı, Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyeleri, sağlık ekipleri, Aile ve Sosyal Hizmetler, Orman Genel Müdürlüğü, Kızılay ve sivil toplum kuruluşları tarafından 1024 personel ve 250 araçla müdahale çalışmalarımız deprem anından itibaren başladı ve devam ediyor. Depremin yıktığı 4 binadan 3’ü içinde yaşam olmayan, 10 Ağustos’taki depreminde ağır hasarlı olarak tespit edilen ve yaşamsal olarak terk edilen binalardı. Diğer yıkılan bina ise içinde 4 bağımsız iş yerinin olduğu yerdi.”

Hasar tespitiyle ilgili çalışmalara, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 250 araç 507 personelle sabah erken vakitte başladığını aktaran Yerlikaya, ilçedeki 7 merkez mahalle ve 68 kırsal mahallede çalışmaların yapıldığını, hasar tespitleri yapıldıktan sonra sonuçların paylaşılacağını anlattı.

Yerlikaya, ağır hasarlı konut tespitinde AFAD konteyneri veya kira yardımı olmak üzere vatandaşlara 2 opsiyon sunduklarını anımsatarak, ilçeye 100 yaşam konteyneri getirdiklerini, hasar tespiti biter bitmez vatandaşın talebini gerçekleştirmeye hazır olduklarını vurguladı.

“An itibarıyla herhangi bir ulaşım ve altyapı problemi de söz konusu değil”

Bakan Yerlikaya, depremden hemen sonra evine girmek istemeyen 82 vatandaşın camiler, okullar ve konferans salonlarında misafir edildiğini, 2 bin battaniye dağıttıklarını dile getirdi.

Kızılay‘ın depremden hemen sonra her lokasyonda çorba, çay, içecek ikramında bulunduğunu ifade eden Yerlikaya, ilçede depremden sonraki ilk 1,5 saat olumsuzluk olduğunu, bu sıkıntının süratle giderildiğini, elektrikle ilgili bir sıkıntı söz konusu olmadığını aktardı.

Ali Yerlikaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Haberleşmeyle ilgili de bir sıkıntı yok. Buna rağmen AFAD, 9 geçici baz istasyonu getirdi, bekliyor. Yangın grubu, Sındırgı’da bir yangın rapor etti ve süratle bu yangın da söndürüldü. An itibarıyla herhangi bir ulaşım ve altyapı problemi de söz konusu değil. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 11 personel, 5 araçla Afet Psikososyal Destek Grubu ile faaliyet gösteriyor. Meydana gelen depremde, vatandaşların acil ihtiyaçlarının karşılanması, konteyner kurulumu, dağıtım süreçleri, herhangi bir giderle ilgili acil destek ödemesi olarak, valimizin emrine 25 milyon lira gönderildi. Can kaybının olmaması, tedavisi devam eden yaralı olmamasına şükrediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a deprem anından itibaren durumu arz ettiğini ve talimatlarını aldığını anlatan Yerlikaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmiş olsun dileklerini iletti.

Türkiye Acil Müdahale Planı‘nın devamlı kendini güncellediğini, müdahale ve iyileştirmede aynı anda aksiyon alındığını, vatandaşa doğru ve zamanında bilgilendirme yapıldığını vurgulayan Yerlikaya, “Böyle durumlarda sosyal medyada gerçeği yansıtmayan, doğru olmayan bazı bilgiler yansıtılıyor. Vatandaşların bundan olumsuz etkilenmemeleri için yetkili ağızdan olmayan bilgi paylaşımlarını dikkate almayın.” dedi.

Yerlikaya, İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde gazetecilere yaptığı açıklamadan sonra, depremde evi ve iş yerleri zarar gören vatandaşları ziyaret etti.

Bakan Yerlikaya, yapılacak incelemeler sonucunda ağır hasarlı konut tespit edilmesi durumunda vatandaşların talebine göre konteyner ya da kira yardımı yapılacağını söyledi.

Enkaz kaldırma çalışmalarını da inceleyen Yerlikaya, depremden etkilenen esnaf ve vatandaşlarla sohbet etti.

Yerlikaya’ya Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, AK Parti Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Belgin Uygur, AK Parti Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey ile AFAD Başkanı Hamza Pehlivan eşlik etti.

Depremde yaralanan 26 kişi taburcu edildi

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

“Balıkesir’de meydana gelen ve çevre illerde de hissedilen depremde, atlama ve düşme gibi ikincil sebeplerden dolayı yaralanan 26 vatandaşımızın tamamının tedavileri hastanelerimizde yapılmış, tüm yaralılarımız taburcu edilmiştir. Vatandaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.”

“Deprem bölgesindeki 28 baraj ve 38 göletimizde gerekli tüm teknik incelemeler yapılmış ve herhangi bir olumsuzluk tespit edilmemiştir”

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, NSosyal hesabından yaptığı açıklamada, saha ekiplerinin çalışmalarını aralıksız sürdürdüğünü belirtti.

Yumaklı, depremden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileterek şunları kaydetti:

“Balıkesir Sındırgı’da dün akşam meydana gelen depremin ardından Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ekiplerimiz sahada çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Deprem bölgesindeki 28 baraj ve 38 göletimizde gerekli tüm teknik incelemeler yapılmış ve herhangi bir olumsuzluk tespit edilmemiştir. Rabb’im ülkemizi her türlü afetten muhafaza eylesin.”

330 artçı sarsıntı kaydedildi

Balıkesir’in yanı sıra İzmir, Bursa, İstanbul, Tekirdağ, Kocaeli ve Sakarya’da olmak üzere Marmara ile Ege bölgelerindeki birçok ilde de hissedilen depremin 5,99 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlendi.

6,1 büyüklüğündeki depremin ardından, dün saat 22.48’den bugün saat 11.00’e kadar geçen yaklaşık 13 saatlik sürede toplam 330 artçı sarsıntı kaydedildi.

AA muhabirinin deprem izleme istatistiklerinden derlediği bilgilere göre, 6,1’lik ana sarsıntının hemen ardından bölgedeki sismik hareketlilik yoğunlaştı. Buna göre, 4 ve üzeri büyüklükteki artçı sayısı 12 olarak kaydedildi.

En büyüğü 4,8 olan çok sayıda artçı sarsıntı nedeniyle, ilçede 10 Ağustos’ta meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından ağır hasarlı olduğu için boşaltılan 2 katlı bina kısmen çöktü.

Ekipler, binanın çevresinde önlem aldı.

Mahalle sakinlerinden İbrahim Uslu, bölgede artçı sarsıntıların devam ettiğini belirterek, “Şuraya kadar gitmiştim. Arkamı döndüğümde baktım bina yıkılmış, sallanmaya devam ediyoruz.” dedi.

Mehmet Gül de binadan çıtırtılar geldiğini anlatarak, “Millet kaçışmaya başladı. O arada iki dakika sürmeden çöktü.” ifadesini kullandı.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, merkez üssü Sındırgı ilçesi olan 4 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.

Depremin 12,61 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlendi.

 

2 katlı binanın bir kısmının yıkılması cep telefonu kamerasında

En büyüğü 4,8 olan çok sayıda artçı sarsıntı nedeniyle, ilçede 10 Ağustos’ta meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından Camikebir Mahallesi Akhisar Caddesi’nde ağır hasarlı olduğu için boşaltılan 2 katlı binanın bir kısmının yıkıldığı anlar cep telefonuyla kaydedildi.

Görüntüde, binadan beton parçalarının düşmesinin ardından çökmesi ve oluşan toz bulutu yer alıyor.

Sındırgı’da ağır hasarlı binaların önceden boşaltılması depremde can kaybı yaşatmadı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekipleri tarafından 10 Ağustos’taki 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından yapılan hasar tespit çalışmalarında, Akhisar Caddesi’ndeki 1997 yapımı 4 katlı ve 30 kişinin yaşadığı Gezgin Apartmanı, yine aynı caddedeki 1994 yapımı 19 kişinin yaşadığı Çetin Apartmanı ile Camikebir Mahallesi’ndeki 3 kişilik bir ailenin yaşadığı 2 katlı aile apartmanı ağır hasarlı olarak raporlandı.

Yetkililerin raporu üzerine boşaltılan ve dün meydana gelen depremde yıkılan 3 apartmanda önceden alınan önlem sayesinde herhangi bir can kaybı ya da yaralanma olmadı.

İlçede depremde ağır hasar gören yapıların kontrollü şekilde yıkılması ve enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken, hasar tespit ve risk analiz çalışmaları da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü koordinasyonunda sürüyor.

“Bu çöken apartmanda olsaydım, ölmüştük”

Çetin Apartmanı sakinlerinden 60 yaşındaki Hüseyin Ulus, çöken binada ailesiyle 23 yıl yaşadıklarını ve çocuklarını büyüttüğünü söyledi.

Ulus, 10 Ağustos’ta depremi yaşadıklarını ve evlerinin ağır hasar aldığını belirterek, hasar tespiti yapıldıktan sonra evlerini tahliye ettiklerini anlattı.

Boşalttıkları binanın dünkü depremde yıkılmasıyla büyük bir şok yaşadıklarını anlatan Ulus, “Şükrediyoruz, canımız, çocuğumuz sağ. Apartmanda yakalanmadık, buradan çıkıp başka bir yerde depreme yakalandım. Psikolojim bozuldu. Bu çöken apartmanda olsaydım, ölmüştük. Apartmanın çöktüğünü görünce yüreğim cız ediyor. Canımıza bir şey olmadı, ona şükrediyoruz. Ev bark yerine gelir.” ifadelerini kullandı.

Gezgin Apartmanı’nda büyüyen 38 yaşındaki Mustafa Girgin de çöken binada annesi, kardeşi ve kendisinin yaşadığını belirtti.

İlk depremde büyük bir faciayı atlattıklarını ve sağ salim kurtulduklarını vurgulayan Girgin, şunları kaydetti:

“10 Ağustos’taki depremden sonra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri geldi, binanın ağır hasarlı olduğunu tespit etti. Biz de bu nedenle binayı boşalttık. Bu depremde de büyük sarsıntıda göçtü. Yaşadığımız o sarsıntı nedeniyle evimizin yıkılmasına çok üzülüyorum. Yaşamaya bu evde devam etseydik binanın altındaydık. Bina üzerimize çökmüştü. Allah’tan ağır hasarlı kaydı verdiler, yoksa bina tepemize yıkılacaktı. Şu an hayatta da olmayabilirdik.”

Esnaf depremde yıkılan ya da hasar gören iş yerlerinin üzüntüsünü yaşıyor

Depremin merkez üssü olan ilçedeki sarsıntı, konutların yanı sıra iş yerlerine de zarar verdi.

Sarsıntı nedeniyle birçok işletme ve içerisindeki ürünler zarar görürken, bazı iş yerleri ise enkaza döndü.

İş yerlerine gelen esnaf, gördükleri manzara karşısında üzüntü yaşadı.

Kültür Caddesi’nde yıkılan beyaz eşya satışı yapılan iş yerinin sahibi Esin  deprem sırasında il dışında olduğunu ve oğlu ile gelinin ilçede bulunduğunu söyledi.

Depremde iş yerlerinin yıkıldığını ifade eden Çakır, “Oğlum ve gelinim, depremin ardından güvenlik kamerasından iş yerinin çöktüğünü gördü. Burası 2 katlı, bizden başka 3 dükkan daha vardı. Çok üzgünüm. Tek mutluluğum ve sevincim çöken iş yerinde çocuklarım olmaması. Canımıza bir şey olmadı. Allah kimsenin başına vermesin.” dedi.

Gazi Mustafa Kemal Caddesi’nde züccaciye dükkanı işleten Ramazan Özden ise 500 metrekarelik işletmesinde 19 yıldır müşterilerine hizmet verdiğini anlattı.

Özden, 10 Ağustos’ta meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından yetkililerin açıklamasıyla dükkanını açtığını belirterek, “İlk depremde 200 bin liraya kadar zararım vardı. Bu depremde tahminen zarar 400 bin lira oldu. İlk depremin ardından tam iş olmaya başlarken yeni deprem oldu.” ifadelerini kullandı.

Depremde yıkılan ahırın enkazı altında kalan eşek kurtarıldı

Kırsal Işıklar Mahallesi‘nde İbrahim isimli bir vatandaşa ait ahır depremde yıkıldı, eşeği enkaz altında kaldı.

Hayvan, çevredekilerin yardımıyla kurtarıldı.

Eşeğin enkazdan çıkarıldığı anlar cep telefonuyla kaydedildi.

Sındırgı’da eşeği Kadife’yi enkazdan kurtaran sahibi duygusal anlar yaşadı

İlçeye bağlı kırsal Işıklar Mahallesi’nde İbrahim Erbaş’ın ahırı kısmen yıkıldı.

Yıkılan ahırına giden Erbaş, Kadife ismini verdiği eşeğinin molozların altında kaldığını fark etti.

Mahallelilerden yardım isteyen Erbaş, yaklaşık 1 saatlik çalışmanın ardından Kadife’yi enkazdan kurtarmayı başardı.

Kurtarma anlarını anlatan Erbaş, duygusal anlar yaşadı.

“Kurtarınca çok sevindim ve duygulandım”

Erbaş, depremi çok şiddetli yaşadıklarını söyledi.

O sırada evden çıktıklarını ve hemen çevredeki zararları kontrol etmeye başladıklarını belirten Erbaş, “Diğer evime geldiğimde ahırımın yıkıldığını gördüm. Bu sırada eşeğimin de baygın halde enkazda kaldığını gördüm.” dedi.

Eşeği kurtarmak için mücadele ettiğini ama başarısız olunca çevredekilerden yardım istediğini anlatan Erbaş, şöyle konuştu:

“Benimle beraber arkadaşlarım mücadele ettiler. Allah hepsinden razı olsun. Enkazın altındaydı eşeğim. Yaklaşık 1 saat mücadele ettik. Sonunda başardık. O da can taşıyor. Benim için değerli. Her işimde yükümü paylaşıyor. Sürekli yanımda. Kurtarınca çok sevindim ve duygulandım. Dünyalar benim oldu. Yaklaşık 10 yıldır küçüklüğünden bu yana benimle. Her işimi görür. Allah ondan da razı olsun. Kadife benim için değerli. Yüküme ortak oluyor. O olmasa ben yük falan taşıyamam. Hem iş hem yoldaşım oluyor. Ona bir şey olursa çok üzülürdüm.”

Deprem sonrası uzmanlardan “deprem fırtınası” değerlendirmesi

Balıkesir’in yanı sıra başta İstanbul olmak üzere çevre illerde de hissedilen depremi  jeoloji yüksek mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz, depremlerin bir enerji boşalması olduğunu söyledi.

Bu enerji miktarını kıyaslamak adına dinamit ya da atom bombası benzetmelerinin yapılabileceğini aktaran Tüysüz, “Dün olan deprem, 21 bin 300 tonluk dinamit patlamasına eşdeğer. Aynı zamanda Nagazaki’ye atılan bir atom bombası kadar bir enerji yaymış. 10 Ağustos’tan bu zamana kadar 12 bindi, bugün aldığım bilgi 14 bin kadar deprem oldu. Bu depremden sonra da bu aktivite sürecektir.” ifadelerini kullandı.

Depremler birkaç hafta sürebilir

Tüysüz, bu depremlerin en az birkaç hafta süreceğini dile getirerek, şöyle devam etti:

“Daha da uzun süren bu tür deprem etkinlikleri var. Bunun da uzun sürmesi kuvvetle muhtemel. Burada depremin olması, orada bulunan bir fayın kırılması, o fayın çevredeki diğer fayları etkilemesiyle ortaya çıkan bir durum. Büyük olasılıkla 10 Ağustos’ta yaşanan 6,1 depremin arkasından dün akşam yaşanan deprem birbirini etkileyen iki olaydır. Bölgedeki daha küçük faylar da bu nedenle kırılıyorlar. Bu kırılma sonucu da sürekli depremler oluyor. Dolayısıyla bir stres boşalması olması söz konusu.”

Depremlerin yıkıcılığını etkileyen faktörlerin başında büyüklüğü geldiğini aktaran Tüysüz, şöyle konuştu:

“Genellikle ülkemiz için yıkıcı deprem aşağı yukarı 6,5 büyüklüğünden başlar. Yani 6,5’in üzerindeki depremler yıkıcıdır. İkincisi, depremin yakınlığı ya da uzaklığıdır. Bu deprem şehrin içinde değil, yaklaşık 20-30 kilometre uzağında. Bir diğeri de zemin faktörü ve daha da önemlisi belki bina kalitesi problemi. Bütün bunlar birleşirse yoğun hasar meydana geliyor. Bir de depremin yüzeyde yarattığı sarsıntı miktarı ivmeyle ölçülüyor. Henüz ivme kayıtlarını görmedik ama demek ki çok yüksek ivmeler değil.”

Prof. Dr. Tüysüz, depremin Sındırgı fayı kollarından birinde meydana geldiğini ve olası Marmara depremini tetiklemeyeceğini belirterek, “Yüzeyde görünen bir fay değil. Büyük olasılıkla yer altında mevcut. Ege Bölgesi özellikle dünyanın en sık deprem olan bölgelerinden bir tanesi. Önemli olan depreme hazır olmak. Türkiye bir deprem ülkesi ve bu tür depremlerde hiç bizim hasar görmememiz lazım, görmeyecek şekilde kendimizi, toplumumuzu ve yapı stokumuzu hazır etmemiz gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“Hasarlı binalardan uzak durun” uyarısı

İstanbul Arel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan da depremin termal depremlerden olduğunu belirterek, “10 Ağustos’ta olan 6,1 büyüklüğündeki deprem gibi deprem fırtınası oluşturur. 1-2 ay 4,3 ile 2,1 büyüklüğündeki artçı depremlerle devam eder. 1-2 ay da böyle yine binlerce deprem oluşturarak deprem fırtınası şeklinde devam etmesi beklenmektedir. Daha büyük bir deprem oluşturmaz, deprem fırtınaları bu şekilde devam eder.” ifadelerini kullandı.

Altan, binaların bu tip deprem fırtınalarıyla sürekli dinamik etkilere maruz kaldığını belirterek, şunları aktardı:

“Bu dinamik etkiler, sarsıntılar, sürekli hareketlilik, yapıları yıpratmakta ve taşıyıcı sistemlerde hasarlar oluşturduğunda yapıları yıkabilmektedir. Bu şekilde dinamik etkilere eski yapı stokları dayanamaz. Burada hasar görenleri tespit etmek, az hasar görenlerin de güçlendirilerek, çok hasar görenlerin yıkılıp yeniden yapılması gerekir. Bu bölgelerimiz, deprem bölgelerimiz olduğu için yapı stoklarının hepsini tek tek kontrol ederek önceden önlem almamız gerekiyor. Yapı stoklarının bir kısmı 10 Ağustos’ta olan depremde de hasar görmüştü, 2 ay sonra da tekrar bu büyüklükteki depremle sarsılınca hasarların büyümüş olma ihtimali çok güçlü. O yüzden bunların tekrar tespit edilip, depreme dayanıklı hale getirilmeleri uygun olacaktır. Bu depremlerde hasarlı binalardan uzak durulması, kontrol edildikten sonra binalara girilmesi uygundur. Binalarda çatlak, hasar gözlemleyen vatandaşlarımızın bir an evvel onarım ya da güçlendirme yaptırarak oturmaları uygun olacak.”

Kapadokya Üniversitesi Mimarlık, Tasarım ve Güzel Sanatlar Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu ise depremin artçılarının süreceğini belirtti.

Prof. Dr. Gökçeoğlu, bölgede çok fazla irili ufaklı fayların olduğunu anımsatarak, şu değerlendirmede bulundu:

“Bunlar orta büyüklükte bir deprem üretebilir. Artçıların yanı sıra bunların devamı da bağımsız faylar üzerinden gelebilir. Bir taraftan enerji boşalırken bir taraftan da birikiyor, bu devinim devam ediyor. Türkiye bir deprem bölgesi ve bu depremler olacak, önemli olan kimsenin bu depremlerde burnunun kanamaması. Bu depremlerin olması sürpriz değil. Bu durum deprem fırtınası şeklinde de yorumlanır ama deprem fırtınasını daha tipik olarak Ege Denizi’nin içinde arka arkaya yüzlerce depremle yaşadık. Burada bağımsız bir deprem oldu, şu an arkasından yaşadıklarımız da bunun artçıları. Bu da birkaç ay devam edecektir.”

Aynı zamanda Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Bilim Kurulu Üyesi de olan Prof. Dr. Sözbilir, depremin ardından bölgede farklı büyüklükte 200’den fazla artçı deprem meydana geldiğini söyledi.

Bölgede depremlerin daha çok deprem fırtınası şeklinde sürdüğünü ve bu durumun birkaç hafta devam edebileceğini anlatan Sözbilir, “deprem fırtınası” deyiminin yanlış değerlendirilmemesi gerektiğini belirtti.

Prof. Dr. Sözbilir, deprem fırtınası deyiminin zarar verici bir mekanizma olarak anlaşılmaması gerektiğini kaydederek, “Tam tersine, deprem fırtınası büyük ölçekli bir ana şoktan sonra, 3-4 ve 5 büyüklüğündeki depremlerin daha sık olması demek. Deprem fırtınası zarar verici bir mekanizma anlamında anlaşılmasın. Tamamen sistemin rahatlaması için, jeotermal sistemin varlığından dolayı gelişen bir mekanizma gibi düşünülebilir.” ifadelerini kullandı.

“İlk deprem ikinci depremi tetikledi”

Sındırgı fayında 10 Ağustos’ta meydana gelen depremden sonra tekrar aynı büyüklükte deprem yaşanmasının ilginç olduğunu dile getiren Sözbilir, “İlk depremin oluşum yeri biraz daha kuzeybatıda, ikinci depremin yeri biraz daha güneydoğuda yer alıyor. Dolayısıyla ilk depremin ikinci depremi tetiklediği şeklinde bir değerlendirme yapabiliriz. Burada depremin 6,1 büyüklüğünde tekrar etmesinin faydan kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.

Sözbilir, 10 Ağustos’taki depreminin ardından Sındırgı’nın güneyindeki dağlık alanda yaptıkları bilimsel çalışmada bölgede yeni 6 sismik fay tespit ettiklerini, bu fayların tetiklendiğini dile getirdi.

Bölgede normalde Sındırgı fayı ve ona bağlı olarak Simav Fay Zonu’nun yer aldığını belirten Sözbilir, “Depremlerin büyük çoğunluğu Simav Fay Zonu’nun dağlık alanında gerçekleşiyor. Yani güneyinde kalıyor. Haritaladığımız fayların önemli bir bölümü 10 ila 40 kilometre uzunluğa sahip. Güneydeki ana fay zonuna ‘Emendere Fay Zonu’ ismini verdik. Orada kaplıcalar ve jeotermal sistem söz konusu. Zaten bu jeotermal sistemin varlığı oradaki faylardaki akışkanlığın da varlığını bize anlatıyor.” diye konuştu.

“Ana şoku yaşamış durumdayız”

Prof. Dr. Sözbilir, bölgede 10 Ağustos’taki depremin artçılarının devam ettiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

“Daha onlar bitmemişti. Dün akşam olan depreminin artçıları olmaya devam ediyor. Aslında depremler üst üste binmiş durumda. Bu aşamada birden fazla fay olduğu için öbür fayları tetikleme olasılığı da var. Artçı depremleri boşalan enerjinin bize yansıması gibi düşünebiliriz. Ama tabii ki o enerji boşa gitmiyor, yerin içinde farklı faylara dağıtılıyor ve o faylar da zamanı geldiğinde tabii ki deprem üretecek. Şu anda panik yapacak bir durum yok. Artık ana şoku yaşamış durumdayız. Artçı şoklar sırasında 5’e varan deprem büyüklüğü gerçekleşeceği için insanların dışarıda, biraz daha hasarlı binalardan uzakta durmaları gerekiyor.”

Sözbilir, bölgede yaşayanların evlerine AFAD ekiplerinin kontrolünün ardından girmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Artçı sarsıntıların uzun süre devam etmesi bekleniyor

Balıkesir Üniversitesi Deprem Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. İbrahim Türkmen, yaptığı yazılı açıklamasında, depremin Sındırgı’nın Aktaş Mahallesi’nin kuzeyinde meydana geldiğini bildirdi.

Söz konusu 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından 200’ün üzerinde artçı sarsıntının oluştuğunu hatırlatan Türkmen, şunları kaydetti:

“Bu depremin merkez üssü, 10 Ağustos tarihli depremi takip eden artçılarının yoğunlaştığı alanda yer almaktadır. Her iki depremin konumu ve artçılarının dağılımı olasılıkla Simav Fay Zonu’na kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu yeni bir kırık hattının geliştiğine işaret etmektedir. 10 Ağustos tarihli depremi takip eden süreçte olduğu gibi bu depremin de büyüklüğü 5’i geçmeyen artçılarının deprem fırtınası niteliğinde uzun süre devam edeceği tahmin edilmektedir. Dolayısıyla bu süreçte hasarlı binalara girilmemesi büyük önem taşımaktadır.”

Deprem sonrası 252 vatandaşa psikososyal destek sağlandı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, yaptığı açıklamada, Sındırgı’da meydana gelen ve çevre illerden de hissedilen depremden etkilenen vatandaşlara “geçmiş olsun” dileklerini iletti.

Depremin ardından Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı psikososyal destek ekiplerinin ivedilikle saha çalışmalarına başladığını, depremden etkilenen vatandaşlara destek olmak için çalışmaların aralıksız sürdüğünü belirten Göktaş, şunları kaydetti:

“Balıkesir depremi sonrası 252 vatandaşımıza psikososyal destek sağladık. SYDV, VEFA, ADEM personelimiz de sahada faaliyetlerini sürdürmekte ve ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza destek sağlamaktadır. Depremden etkilenen diğer illerimizde de il müdürlerimizle süreci çok yakından takip ediyoruz. Ayrıca 52 personelimiz ve 10 araçla sahada vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Rabb’im ülkemizi, milletimizi her türlü afetten korusun.”

 

Kaynak AA

Devamını Oku