Köşe Yazısı: Mert Seyfali KOCA
Türkiye Kadın Voleybol Milli Takımının milenyum ile birlikte popülerliğinin artmasıyla, ülkemizde sıkça duyduğumuz bir cümle oldu “Türkiye Bir Voleybol Ülkesidir.” Geçtiğimiz hafta oynanan İzmir derbisinde neden futbol değil de voleybol ülkesiyiz bir özet gibiydi. Geçmişleri, kuruluşları ve sportif amaçları dışında İzmir’i ve Türkiye’yi temsil etmek olması gereken iki köklü kulüp arasındaki maçın son dakikalarında ortalık karıştı. Yine gerginlikle biten bir İzmir derbisi daha. Geçtiğimiz yılın üzüntüsünü atlamadan saha içerisindeki anlamsız kargaşa. Taraftar olarak maça gitmekten korkmak, kargaşa esnasında kameraların yasak gereği alakasız görüntüleri çekmesi bizi uzaklaştıran bazı nedenler.
O saatlerde oynanan bir diğer mücadele Filenin Sultanları, görünmez kanatlarıyla uçuyor, zıplıyor ve kazanıyordu. Belçika’da bir Türk havası, her sayı da daha çok sevinç gösterileri. Türkiye’de bulunan on evin sekizinde Filenin Sultanları, onlarla birlikte hop oturan hop kalkan ekran başındaki izleyiciler. Voleybolu diğer popüler sporlardan ayıran sebeplerden bazıları; her sayının, her rallinin ayrı heyecanı ve temposu. En temeli ise, sahada bulunan Sultanlarımızın her anı kazanmak mücadele ettiğine hepimizin ikna oluşuydu. Kaç kere mücadele etmeden yenildiklerini gördük ki? Artık onlara inancımız tam.
Bu sebeple BİZ BİR VOLEYBOL ÜLKESİYİZ!
Türkiye voleybol ülkesi olma yolunda ilk adımlarını 2003’te attı. Filenin sultanlar lakabını da aldığı 2003 Avrupa Şampiyonası’nda 2.lik kürsüsünde yer buldu. Milli Takım seviyesinde Milli Basketbol takımımızın 2001 Avrupa Şampiyonası’ndaki gümüş madalyasından sonra alınan en büyük takım sporu başarısıydı. Kadınlarımızın bu azmi 20 yıl boyunca çalışarak ve engel tanımayarak devam etti. Sportif başarılar ve başarısızlıklar dışında da yorumlar ve eleştiriler alan Filenin Sultanları, pes etmedi, moral bozmadı. Her turnuvada üzerine koyarak ilerlediler ve bugün kürsünün en tepesindeyiz.
News
