Ankara’nın her ilçesinin ayrı bir kokusu, ayrı bir sessizliği vardır.
Ama kabul edelim…
Gece olunca Pursaklar’ın sessizliği bambaşkadır.
Ve bazen, o sessizlik bile insanı uyutmaya yetmez.

Geçen hafta, hem çalışmanın hem uykusuzluğun ortasında sıkışmış bir gece yaşadım. Pursaklar’ın ışıkları çoktan sönmüş, sokaklar sakin, hava ayaz.
Evlerin pencerelerine bakıyorsun; çoğu karanlık. “Demek ki herkes uyudu,” diyorsun. Ama işte o an, kendi uykusuzluğunun haberi başlıyor.
O gece bir haber hazırlamam gerekiyordu. Gündem yine yoğun, Ankara’nın kalbi hızlı atıyor. Bilgisayar ekranı önümde, kahve soğumuş, saat 02.47…
Bir yandan cümleleri toparlamaya çalışıyorum, bir yandan gözüm odanın duvarına düşen lambanın solgun ışığında.
Ama asıl çalışmayı durduran şey gündemin ağırlığı değil; kafamın içindeki bitmeyen küçük sorgular.
Pursaklar’da sabaha karşı uyanık kalmak garip bir histir. İlçe neredeyse nefes almaz, rüzgâr bile fazla ses çıkarmamak için çekingen eser.
Böyle anlarda insan kendi iç haber merkezine döner. Gündüz kaçtığı düşünceler, gece vardiyaya kalır.
Geçen yıl yine böyle bir gecede, Pursaklar Merkez Camii’nin önünden geçiyordum.
Sokak bomboş, sadece bir simitçinin tezgâhını hazırlama sesi duyuluyor.
Yaşlı simitçi bana göz ucuyla baktı ve “hanımefendi gece çalışanın uykusu az olur ama aklı çok olur,” dedi. O cümle Pursaklar’ın gece tarihine kazındı benim için.
O gece uyumadım.
Ama bir şeyi fark ettim:
Uykusuzluk bazen haberin gölgesi değil, haberin kaynağıdır.
Çünkü insan uykusuz kaldığında, gündüz telaşında göremediği bazı gerçekleri net görür.
Pursaklar’ın sokak lambalarının titreyen ışığı bile size “Dur, düşün, yaz” der sanki. İlçenin gece vakti bir gazeteciye sunduğu en büyük malzeme: sessiz bir dürüstlük.
Sabah olduğunda ilk servisler çalışmaya başladı, çocuklar okula hazırlanıyor, esnaf kepenk açıyor…
Hayat yeniden akarken ben hâlâ uyumamıştım.
Ama elimde bir haber vardı; belki de uykusuz gecenin hediyesi.
Pursaklar’ın gecesi insanı yorabilir, evet.
Ama bazen bir ilçenin sessizliği bile insana kendi iç manşetini attırır.
Fethiye YILDIRIM
GÜNCEL
25 Kasım 2025EĞİTİM
25 Kasım 2025EĞİTİM
25 Kasım 2025GÜNCEL
25 Kasım 2025GÜNCEL
25 Kasım 2025GÜNCEL
25 Kasım 2025GÜNCEL
25 Kasım 2025
1
Hayvanlar MAL Değil CAN’dır! – Köşe Yazısı – Şubat 2024
3694 kez okundu
2
BANANECİLİK – Köşe Yazısı – 27 Nisan 2024
3519 kez okundu
3
EURO 2024’teyiz!
2627 kez okundu
4
SAÇ VE TIRNAK HASTALIKLARI – Köşe Yazısı -11 Haziran 2024
2316 kez okundu
5
Çekirdekten Ağaca – Köşe Yazısı – 16 Mayıs 2024
2164 kez okundu