DOLAR 41,6063 0,27%
EURO 48,8042 0,51%
ALTIN 5.124,61-0,01
BITCOIN 47480073,17%
İzmir
22°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Yeşilayın “Türkiye Kumar Raporu” açıklandı
10 okunma

Yeşilayın “Türkiye Kumar Raporu” açıklandı

Türkiye Yeşilay Cemiyetinin "Türkiye Kumar Raporu" başlıklı araştırmasında, kumara başlama yaşının 15'e düştüğü bildirildi.

ABONE OL
Eylül 29, 2025 19:50
Yeşilayın “Türkiye Kumar Raporu” açıklandı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yeşilayın Sepetçiler Kasrı‘ndaki genel merkezinde düzenlenen toplantıda sunulan raporda, kumar ve sanal kumar bağımlılığının son dönemde hızla artış gösterdiği belirtildi.

Raporda, kumara başlama yaşının 15’e kadar düştüğü, Türkiye‘de 15 yaşın üzerindeki her 10 kişiden birinin hayatında en az bir kez kumar oynadığı ve en riskli grubun gençler olduğu ifade edildi.

 

Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, burada yaptığı konuşmada, bağımlılığın insan ve toplumun başına gelebilecek en kötü şey olduğunu söyledi.

Bağımlılığın aynı zamanda sosyal yapıyı bozma, ekonomik dünyayı altüst etme, çok boyutlu suça sebep olma gibi yıkıcı, hasar bırakıcı ve telafi edilmesi zor zararları beraberinde getiren bir problem olduğunu dile getiren Dinç, “Yeşilay, 1920 yılında İstanbul işgal altındayken, işgal güçlerinin gençleri bağımlılığa bulaştırmasına tepki olarak kurulmuş bir sivil toplum kuruluşuydu. O dönem alkolle mücadele ve alkol üzerinden bağımlılığı önlemeyle başlayan çalışmalar süreç içerisinde uyuşturucu, kumar, tütün ve internetle ilişkili bağımlılıklar üzerinden devam etti. Kumarın bütün bu bağımlılıklar içerisinde en hızlı yükselen, çabuk yayılan, çocuklarımızla, gençlerimize en hızlı şekilde bulaşıp onlarda yıkıcı etkilere sebep olan bir problem olduğunu gördük.” diye konuştu.

Yeşilay Savunuculuk ve Bilimsel Araştırma birimlerinin artan hızı ve yıkıcı etkisi nedeniyle kumar bağımlılığı konusunda araştırma yaptığını aktaran Dinç, araştırmanın ilk meyvesi olan Türkiye Kumar Raporu’nun bu konuda hayata geçirilen ilk kapsamlı rapor olduğunu vurguladı.

“Yasal kumarla alakalı da mutlaka bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz”

Dinç, Türkiye’de kumarla alakalı meselenin yasal ve yasa dışı kumar olarak ikiye ayrıldığını belirterek, şunları kaydetti:

“Yasa dışı kumarla alakalı Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz’ın başkanlığında, çok sayıda bakanlığımız ve Yeşilay son bir yıldır defalarca toplandı. Sahada uygulanmak üzere çok boyutlu, kapsamlı, etkili bir çerçeve plan çizildi. Bir yıllık bir süre içerisinde plan uygulanmaya başlayacak. Ondan sonra da hızlı bir şekilde onun Türkiye’de kapsamlı bir şekilde yer aldığını göreceksiniz. Türkiye Yeşilay Cemiyeti olarak diyoruz ki yasa dışı kumarla alakalı mücadele çok önemli. Muhakkak üzerinde durulması lazım. Acil bir şekilde bir şeyler yapılması lazım. Yasal kumar da yasa dışı kumar gibi insanımızı tehdit ediyor. Yasa dışı kumar bağımlılık yapıyorken yasal kumar da bağımlılık yapıyor. Yasa dışı kumar yıkıyorken yasal kumar da yıkıyor, ocakları söndürüyor. İnsanların psikolojik, fizyolojik bütünlüğüne tehdit oluyor, aile yapısını bozuyor, toplumsal yapıyı bozuyor, intiharlara sebep oluyor, çok boyutlu kayıplara sebep oluyor. O yüzden yasal kumarla alakalı da mutlaka bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz.”

“Doğrudan suça bulaşma olarak da adlandırabileceğiniz bir durumla karşı karşıyayız”

Yeşilay Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Şentürk, kumar bağımlılığının küresel anlamda ciddi bir mesele haline geldiğini anlattı.

Kumarın hazları ve arzuları hedef alan noktaya işaret ettiğini, gösterişli tüketimin bir normu haline geldiğini belirten Şentürk, kumarın, bireyin kendisi ile aile hayatına ciddi zararlar verdiğini aktardı.

Prof. Dr. Şentürk, bireyin kumar bağımlılığının, ailesini ekonomik ve duygusal anlamda tükettiğine dikkati çekerek, “Aile içerisinde şiddetin artması, boşanma ve intiharların yaşanması gibi aslında çok net söyleyebileceğimiz hususlar var. Yani kumar bağımlılığının aslında aileye dönüştürücü bir etkisi olduğundan söz edebiliriz. Doğrudan sadece kumar bağımlılığına bağlayamayız belki ama böyle bir etkiden söz etmek mümkün.” ifadelerini kullandı.

Kumar bağımlılığında daha önemlisinin suça bulaşma durumu olduğunu vurgulayan Şentürk, şöyle devam etti:

“Aslında yasa ve yasa dışı ayrımında da görüldüğü gibi yasal olandan başlayarak yasa dışına doğru geçiş. Yasal olanın dışında çok daha katmanlı, çok daha derin bir yaygınlıktan söz etmek mümkün. Bu, küresel ölçekte gerçekleşiyor. Dolayısıyla burada sadece insanların eğlence veya oyun temelli bir anlayışla gündelik hayatlarını şekillendiren bir şeyden bahsetmiyoruz. Aynı zamanda doğrudan suça bulaşma olarak da adlandırabileceğiniz bir durumla karşı karşıyayız.”

“Kumar bağımlılığı başvuruları alkol, madde ve tütünü geçti”

Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Merih Altıntaş ise, çevrim içi kumarın diğerlerine göre çok daha hızlı ve acımasızca bağımlılık yaratabilen bir kumar türü olduğunu söyledi.

Bunun davranışsal bağımlılık olduğuna işaret eden Doç. Dr. Altıntaş, “Mekanizma, işleyiş aynı ve maalesef sonuç da aynı. O yüzden bizim ülke olarak hatta dünya olarak kumara verdiğimiz önem ve bununla ilgili koruyucu, önleyici hizmetler ve tedavi hizmetlerinin aynı zamanda bundan sonra çok daha yoğun olarak sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.

Bağımlılık yapan ürünlerin endüstrilerinin her geçen gün kendilerine farklı ve yeni pazarlar kazandırmaya çalıştığına işaret eden Altıntaş, şöyle devam etti:

“Kumar endüstrisi de daha hızlı, cazibeli formlarla maalesef gençleri ve insanlarımızı hastalandırmaya devam ediyor. Özellikle Yeşilay Danışmanlık Merkezlerine yani YEDAM‘lara olan kumar bağımlılığı başvurularının, alkol madde ve tütün başvurularını geçtiğini söyleyebiliriz. Oldukça fazla sayıda başvuru alıyoruz. Bir de başvurmayanların olduğunu yani henüz daha olayın farkındalığının gelişmediğini, tedavi ihtiyacı olan ama farkında olmayan ailelerin ve bireylerin olduğunu düşününce aslında bu sayılar ve oranın görünenden çok daha fazla olduğunu tahmin etmekteyiz. Bu bizim için oldukça önemli bir konu”

Ne kadar erken yakalarsak tedavi etme olanağımız o kadar yüksek”

Altıntaş, bunun tedavi edilebilen bir hastalık olduğundan bahsetti.

Özellikle ailelerin bu konuda çok duyarlı olmaları gerektiğini dile getiren Altıntaş, “Eğer bir kişi maddi kayıplar vermeye, yalanlar söylemeye başlamışsa, telefonuyla, tabletiyle çok fazla ilgileniyorsa, etrafından borçlar almaya başlamışsa ailesinin bu konuda farkındalığının çok yüksek olması gerekli. Hemen bunu fark edip sürecin her neresinde olursa olsun mutlaka kişinin Yeşilay Danışmanlık Merkezi ya da diğer kurumlara başvurup bununla ilgili danışmanlık ve aynı zamanda tedavi alabileceği konusunu mutlaka biliyor olmalılar. Ne kadar erken yakalarsak, erken müdahale edersek, onları tedavi etme olanağımız o kadar yüksek.” değerlendirmesini yaptı.

 

Kaynak AA

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r